Yazarın yayınlanmış kitapları

 


İkinci Dünya Savaşı sonrası Japonyasında yeraltı gitar müziği ve altkültürleri - Tolga Özbey



Japonya'da altkültürler asla ölmezler. Bu altkültürlerin varlıkları dünyanın geri kalanında yaşanan hızlı tüketimin tersine Japonya’da kısa sürede ortadan kalkmaz. Tam aksine uzun zamana yayılarak kalıcılaşırlar ve birçok Japon için tüm hayatı kapsayan bir sosyalleşme aracı olarak ömür boyu bir tutkuya dönüşürler. Konu Japonya ve gençlik altkültürleri olunca milyonlarca kitap yazılsa yine de az olur. Orada rocknroll altkültürleri 1950'lerden bu yana nerdeyse hala kesintisiz 7/24 yaşanmaktadır. William Gibson, Japonya'yı "küresel hayal gücünün geleceğe yönelik varsayılan ayarı" olarak nitelendirir.

Japonya'nın İkinci dünya savaşında maruz bırakıldığı kültürel değişimi ve batıya entegre oluşunu anlamak için Japon gençlerinin Amerikan ve İngiliz kaynaklı altkültürlerle bağlarını incelemek gereklidir...

Japonlar için yabancı bir etki her ne kadar baskın olursa olsun, kendilerini bilinçli "nihonjiron" (“Japan-izing” Japonsulaştırma ya da nipponise) sürecine tabi tutarak ya da kendilerinden birşeyler katarak yaşantılarına uyarlarlar.

1965 yılında Japonya'da 760.000 gitar üretilmiştir ve bu bugüne kadar kırılamamış bir dünya rekorudur.

Geleneksel kılıçların yerini gitarlar almıştır. Batılı anlamda müziğin temelleri çoğunlukla bu dönemde atılmıştır. Bu konu aslında İkinci dünya savaşı sonrası Japonya'sında sinemadan, sosyal hayata kadar her alanda yaşanan ve geleneksel Japon doğasını büyük oranda yıkan, Amerikan yaptırımları ve kültür emperyalizmi olarak da ele alınabilen bir alan oluşturmaktadır.



Japon Surf Müziği Eleki Buumu! - Tolga Özbey




Amerika'lı Surf grubu The Ventures’ın 1965-1969 yılları arasında Japonya'da gerçekleşen iki inanılmaz turnesinin ardından surf müziği adada bir fenomene dönüştü. Böylece yerel müzisyenler çok kısa bir süre içinde Japonya’da kendi surf ezgileri ve pentatonik skalası ile Japonca'ya “Eleki” ("Eleki/エレキ") adıyla geçecek bu yeni türü yaratmışlardır. Dönemin Japonyasında telaffuzu zor olan 'rock' n roll' ifadesini kullanmadan elektrik gitara kısaca ve dilleri döndüğünce taktıkları bu isim kısa sürede bu tarzın adı haline gelmiştir. Bu gitar fenomenin Japonya’daki yansıması o kadar büyüktü ki binlerce müzik grubu kuruldu, single'lar, albümler ve filmler yayınlandı. Eleki Buumu! böylece Japonya’da yaşanan belki de ilk gençlik altkültürü olarak tarihe geçti. Eleki patlaması, sadece görsel bir moda olmaktan öte elektrik gitar tutkusunu da Japonya’ya yerleştiren bir akım olmuştur. Esasen Japon enstrümantal (veya instro) rock 'n' roll müziği özellikle dönemin belli başlı müzik aktörlerinin çabaları sayesinde kısa sürede büyük kitleleri kendi ses kimliğine hayran bırakmıştır. Savaş sonrası baby boomer kuşağı için elektrik gitar bir müzik aletinden öte batılılaşma öncüsü ve gençlik isyanı sembolü olma açısından çok popüler hale gelmiştir ve bunun eleki patlaması üzerinde de etkisi büyüktür. Eleki dönemin gençleri üzerine yüklenen ağır yükün ve ülkenin hızlandırılmış baş döndürücü dönüşümünün fon müziği olmuştur. O dönemde İngilizce Japon toplumunda çok yaygın konuşulan bir dil değildi böylece Eleki enstrümental formu ile İngilizce sözlü müzikten daha hızlı bir şekilde büyük kitlere ulaşabilmiştir...



Kissu: Japonya’nın Batı Müziğiyle Teması - Tolga Özbey



Aslında Japonya ile batı dünyası arasında on beşinci yüzyıldan on sekizinci yüzyıla kadar az da olsa diplomatik temas yaşanmıştır. Japonlar özellikle kendilerini batı dünyasının etkisinden koruyabilmek adına 200 sene bu teması en aza indirgeyerek, bu etkiyi limitli tutmaya çabalamışlardır. Tokugawa,
Shogunate yönetimi, batının kolonisi olmaktan ve Hristiyan misyonerlik faaliyetlerinden çekindikleri için batı ile olan temasa engel olmak istemiştir. Ancak 1853 yılına gelindiğinde ve Commodore Perry’nin gemileri Uraga limanına ulaştığında bu temaslar olgun bir noktaya ulaşabilmiştir. Commodore Perry’nin donanma gemileri 8 Temmuz 1853, Cuma günü Japonya Uraga sahiline ulaştığında, “Yabancı ateş gemileri” adlandırılmaları Japon tarih kaynaklarından aktarılır...10 Temmuz Pazar günü gemilerden garip bir müzik sesi yükseldi. Bu Amiral Commodore'un yanında getirmiş olduğu “Etiyopya mistrel” grubudur. Japon soylular yapılan bu müzikli gösteriyi o denli beğenir ki “kissu” diye defalarca bağırıp alkışlarlar...
Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya arasında, tarih boyunca tarihçiler için bulunmaz nitelikte kabul gören entrikalarla dolu yoğun bir ilişki yaşanmıştır. 1920'lerde, ‘30'lar ve‘ 40'lar boyunca bu ilişki büyük ölçüde gelişmiş ve önce nefrete dönüşerek zamanla da savaşla sonuçlanmıştır. Savaş sonrasında ise iki tarafın da birbirine bağımlılığını had safhaya vardıran vazgeçilmez bir yapıya dönüşmüştür. İşte bu kitap, bu ilişkinin müzikle birlikte ilerleyişinin öyküsünü aktarmaktadır.

Popüler Yayınlar